26 Nisan 2024, Cuma
Üye Giriş Paneli
Kullanıcı Adı
Şifre
KONU LİSTESİ

Davranış Yönetimi

Çoğu ana baba yeni doğan bir bebeğin şımartılıp şı martı la mayacağını merak. eder.
Bir asır önce ağırlıklı olarak kabul edilen görüş, yeni doğan bir çocuğun şımartılabiieceği ve bunun çok kolaylıkla gerçekleşebileceği yönündeydi. Bebekler katı programlara tabi kılınır ve yalnızca kesinlikle gerekli olduğunda ele ve kucağa alınırlardı. Küçük bir bebek aç olduğu ya da altına yaptığı için ağlamıyorsa feryatları genellikle duymazlıktan gelinirdi. Kimse şımarık bir çocuğu olsun İstemezdi.
Bugün ise doktorlar, yeni doğmuş bir bebeğin şımarttlabilmesinin söz konusu olmadığına inanmaktadırlar. Artık, katı bir şekilde uygulanan tüm o programlar bir yana bırakılmış ve onların yerini, her bebeğin ve onun ait olduğu ailenin gereksinmelerinin hesaba katıldığı esnek bir program almıştır. Ana babalar çocuklarını kucaklarına almaya teşvik edilmektedirler. Doktorlar ana babalara, yeni doğmuş bebeklerinin, gerek beslenme, gerek rahatlarıyla ilgili adi gereksinmelerine yanıt vermelerini öğütlemektedirler. Sonuç olarak, bebeğinizin tadını çıkarmaya bakın.
Bir bebeğin ruhsal gereksinmeleri,bedensel gereksinmeleri kadar önemlidir. Yeni doğmuş bir bebek bile yakınlığa gereksinim duyar. Bir yeri ağrıyorsa rahatlatılmak ister, birine gülümsemek için o birinin ona gülümsemesini ister ve istediği şeylerle ilgilenen ve onları yerine getiren birinin bulunduğunu öğrenmek ister. Bunu yapan bir ana baba yeni doğmuş bebeklerini şımartmış olmaz. Yapmayanlar İse bebeklerinin, ruhsal güvenliğini sağlama şansını yok etmiş olacaktır.
Yeni doğan bebeğinizi çok fazla ilgi göstererek şımartma konusunda endişelenmenize gerek olmamakla birlikte bazen davranış modellerinin, doğumdan sonraki ilk dönem içinde ortaya çıktığını ve buniann yaşamın üçüncü ya da daha sonraki aylarında geri teptiğini ve sonuçta da ana babanın, çocukiarının kaprislerinin kölesi durumuna geldiklerini unutmamanız gerekir.
Bu durum bazen, mideleri sürekli gaz yapan bebeklerde ortaya çıkabilir. Geceler boyu, karnı ağrıyan yavrunuz kucağınızda odanın içinde yürürsünüz. Birçok bebekte karın ağrısı nöbetieri üçüncü ayda kesilir. Bebeğiniz de bu rahatsız dönemi atlatmış gibi görünür. Bebeğin karnının şişliği artık inmiştir ve çocuk pek rahatsızlık hissediyorsa da benzememektedir.An.cak her akşam, bebeği sepetine koyduğunuz anda çığlıklar başlar.
Bebek kucakta tutulmanın ve gezdirilmenin tadını öğrenmiştir bir kez. Bazıları bu bebeğin biraz şımarmış oiduğunu söyleyecektir. Biraz şımarmış bir bebeği çok şımarmış bir bebek olmaktan korumak için, onu memnun etme çabalarınızı biraz azaltmanız gerekebilir. Bebeği yatağına bırakın, iyi geceler dileyin ve bebek feryada başlayınca hemen kurtarmak için içeri koşmayın.
Daha büyük bebeklerden farklı olarak, yeni doğmuş bir bebeğin çevresi ve o çevreye olan tepkisi son derece sınırlıdır. Daha çocuğunuzun oyun arkadaşını dövmesinden, parmağını açık bir elektrik prizine sokmasından ya da size sert bir "hayır" demesinden endişe etmeniz için Önünüzde uzun aylar bulunmaktadır.
Yeni doğan bebeğin davranışı daha çok, acil fiziksel gereksinmelerine olan tepkilerinden oluşur. Tipik bir yeni doğmuş bebek günün büyük kısmını, her 2 ile 4 saatte bir beslenmek amacıyla bölünen bir uykuyla geçirir. Bu arada da günün önemli bir bölümünü ağlamakla değerlendirebilecektir.
Ana babalar genellikle, çocuklarının uygun miktarda yemek yemediğinden, yeterince uyumadığından ya da çok fazla ağladığından endişelenirler.
Bir dereceye kadar ana baba yeni doğan yavrularının davranışını yönetebilir. Ancak, ilk önce bebeğin davranışının gerçekten anormal mi yoksa yalnızca umduklarınızdan farklı mı olduğunu belirlemeniz gerekir, örneğin çoğu küçük bebek günün büyük kısmını uykuyla geçirirler, ama sizin bebeğiniz saatler boyu uyanık duruyor diyelim, sizi rahatsız eden bu davranışın kendisi midir yoksa yalnızca bunun anormal oiupolmadığını mı bilmek İstiyorsunuz? Normal davranışın ne olduğu hakkında kuşkuya düşerseniz doktorunuza danışabilirsiniz.
Her ne kadar genel eğilim, programı bebeğin belirlemesine izin vermek yolundaysa da birana baba da buna birtakım müdahalelerde bulunabilir. Kendini ayarlamak zorunda olan yalnızca siz değilsiniz. Yeni doğan bireyin de ailenin bir parçası olmak için üzerine düşen görevlere uyum sağlaması gerekir.
Örneğin, beslenme programını her zaman bebeğinizin dikte etmesin izin vermeniz gerekmez. Bebeğiniz gece yansı uyanıp süt istiyorsa, ama siz geceleri saat i 1`de yatmaktan hoşlanıyorsanız bebeği yatmanızdan önce uyandırmaya çalışın. Bebeğin ilk beslenme seansını biraz erkene alarak kendisini daha önce kaldırdığınızda acıkmış olmasını sağlayabilirsiniz, çoğu bebek, son öğünlerinden 3 ya da 4 saat sonra beslenme amacıyla uyandırılmaktan rahatsız olmaz.
Ana babalar bir bebeğin beslenme programına etki edip, bebeğin beslenmeler arasındaki zamanı uzatmayı öğrenmesine yardım edebilirler, son yemekten sonra belirli bir süre geçtiği için bebeği otomatik olarak uyandırırsanız bebek de o saatte acıkmayı öğrenecektir. Benzer şekilde, bebek öğünler arasında uyanır ve siz hemen onu beslemeye koşarsanız bir model oluşturmuş olursunuz. Bunun yerine, bebeğin yeniden uykuya dalıp dalmadığını görmek için bir süre bekleyin. Yeniden uyumuyorsa, emzik ya da biraz su vermek suretiyle beslenme saatini geçiştirmeye bakın.
Ayrıca bebeğinize, uyku modellerini oluşturmakta da yardımcı olabilirsiniz. Sizin için, bebeği bir beslenme seansından sonra tekrar yerine yatırmak en İyisiyse öyle yapın ve bundan taviz vermeyin. Dahası, bebek uyur uyumaz evin içinde ayak parmaklarınızın ucuna basarak yürümek şeklindeki yaygın hataya da düşmeyin.Aksi takdirde bebek bu anormal sessizliğe alışacak ve en hafif bir gürültüde bile uyanacaktır.
Özellikle ilk kez ana baba olanlar için geçerli yaygın bir düşünce, bir bebeğin davranışıyla ilgili en kötü şeyin ağlamak, olduğu şeklindedir. Bebekler çeşitli nedenlerden Ötürü ağlarlar. Bebek acıkmış olabilir, altına yapmış olabilir, midesi gaz yapmış olabilir, hasta olabilir, midesi gaz yapmış olabilir, hasta olabilir, yorgun olabilir ya da yalnızca neşesiz olabilir. Bir ölçüye kadar, bebeğinizin ağlamasını gidermekte, gereksinimlerine cevap vermek suretiyle yardımcı olabilirsiniz. Bebek acıktığında ona besin verin ya da altını kirlettiğinde bezini değiştirin. Bazı bebekler uyuyabilmek için ağlama gereksinimi duyabilirler. Başka hiçbir şey yarar sağlamıyorsa bebeği yatağına koymayı deneyin. Ağlayan bir çocuğu dinlemek, özellikle o çocuk için çocuğunuzsa, güç bir iştir, ama bebeği hemen kucağınıza almaktan kaçının. Uyuması için birkaç dakika bekleyin.
En önemlisi, zaman içinde sorunun düzelmekte olduğunun bilincine varın. Birkaç ay içinde ağlama nöbetleri sona erecek ve bebeğiniz çok daha uyumlu ve yaşamından çok daha fazla zevk alır olmaya başlayacaktır.
Bu arada, sinirlerinizin yıpranmasına rağmen, kendinizi sakin tutmaya çalışın. Ağlayan bir bebek cesaret kırıcı olabilir, ancak bir bebeğe "asla" kaba davranmayın.
sarsmak ya da başka bir kaba davranış bebekte giderilmesi olanaksız hasarlara ve hatta ölüme yol açabilir. En iyisi "mola" talebinde bulunmak ve bebeğe güvendiğiniz bir insan bakarken kısa bir süre için evden dışarı çıkmaktır.


Not:Burada yer alan yazılar bilgilendirme amaçlıdır, İlaç önerisi ve tedaviler için lütfen doktorunuza başvurunuz..